burun spreyi kullanımı

Burun Spreyi Bağımlılık Yapar mı?

Bu sorunun yanıtı. Evet, bazı burun spreyleri bağımlılık yapar.

Alerjik nezlesi olan hastalarda kullandığımız burun spreylerinin bir kısmında kortizon bulunmaktadır. Kortizon miktarı çok az olduğundan bu spreyler genellikle önemli yan etkilere yol açmazlar. Bazen kabuklanma, kuruluk ve burun kanaması nedeni olabilirler. Bunlar hafif yan etkiler olup bir süre ilaca ara verildiğinde kendiliğinden düzelir. İç organlara etkileri ihmal edilebilir düzeydedir. Alerjik nezlenin tedavisinde en etkili ilaç grubudurlar. Bu nedenle şikayetleri fazla olan hastalarda sıklıkla kullanılır.

İkinci grup burun spreyleri, burun damarlarını büzen ilaç içeren dekonjestan adını verdiğimiz spreylerdir. Bu spreyler sadece burun tıkanıklığına iyi gelirler. Alerjik nezlenin diğer belirtilerine etkileri yoktur. Etkileri hızlı ve güçlüdür. Ancak bu spreyler 7-10 günden fazla sürekli kullanılırsa, hem burun tıkanıklığını giderir, ancak arkasından kendisi burun tıkanıklığına yol açar. Hasta bunu bilmediğinden giderek daha fazla ve daha sık kullanmak zorunda kalır. Hasta artık burun spreyine bağımlı hale gelmiştir. Bu duruma ilaca bağlı nezle anlamına gelen rhinitis medicamentosa adı verilir. Hasta eczaneye gittiğinde bu spreylerden 3-5 kutu alır ve evde, iş yerinde, arabada, çantada birer adet bulundurur. İlacı bitmiş ise gece nöbetçi eczane peşinde koşar. Bu nedenle bu tip burun spreyleri uzun süreli kullanılmamalıdır.

aşı tedavisi

Alerji Aşısı Nasıl Yapılır?

AŞI ENJEKSİYONU ÖNCESİNDE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

1. Hastanın alerjik hastalığı ve enfeksiyon yönünden değerlendirilmesi gerekir. Eğer hastada akut nefes darlığı, hırıltılı solunum, ciddi alerjik yakınmalar veya 38 C’nin üzerinde ateş varsa enjeksiyon uygulanmamalıdır. Astımlı hastalarda enjeksiyon öncesi PEF ( tepe akım hızı ) hastanın en iyi değerinin % 80’inden fazla olmalıdır.

2. Yapılacak olan aşının hastaya ait olduğu ve doğru numaralı şişe olduğuna dikkat edilir.

3. Enjeksiyonlar anafilaksi tedavisinde kullanılan ilaçların hazır olduğu bir merkezde yapılmalıdır.

4. Bir önceki enjeksiyonda reaksiyon olup olmadığı dikkate alınarak yapılacak doz belirlenir.

5. Hastanın alerjik reaksiyonu etkileyecek başka bir ilaç alıp almadığı sorulur.

6. Hasta enjeksiyondan 1 saat önce ve 2 saat sonra ağır fiziksel aktivitede bulunmamalıdır.

– Yeni bir ilaç kullanmaya başladınız ise
– Hamile olma olasılığı var ise
– Alerji yakınmanız fazla ise
– Astım ile ilgili yakınmanız var ise
– Önceki enjeksiyonda problem oldu ise DOKTORUNUZA SÖYLEYİNİZ.

Enjeksiyon için 100 ünitelik insülin enjektörü kullanılır

alerji doktoru

Enjekte edilecek aşı flakondan enjektöre çekilir.

aşı tedavisi

aşı tedavisi

Bu fotoğrafta görülen enjektöre 40 ünite aşı çekilmiştir

aşı tedavisi

Bu fotoğrafta görülen enjektöre 60 ünite aşı çekilmiştir

alerji uzmanı

Aşı kolun orta kısmıın dış yüzüne cilt altı enjeksiyon şeklinde yapılır.

alerji doktoru

AŞI ENJEKSİYONU YAPILIRKEN DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR
(Enjeksiyon tekniği)

1. Aşı şişesi 10-20 kez yukarıdan aşağıya yavaşça döndürülerek veya şişe avuç içinde döndürülerek hafifçe çalkalanır.

2. Steriliteye özen gösterilerek enjeksiyon uygulanacak alan alkollü pamukla silinir.

3. Enjeksiyon kolun orta 1/3 bölümüne, dış yüzüne derin SUBKUTAN (DERİ ALTI) olarak yapılır.

4. Enjeksiyon için 0.1 – 0.2 – 0.3 – … 0.9 – 1.0 ml işaretli tüberkülin enjektörü veya 10, 20, ….. 80, 90, 100 Ü İişaretli insülin enjektörü kullanılır.

Tüberkülin enjektöründe 0.1 ml = insülin enjektöründe 10 Ü
Tüberkülin enjektöründe 0.2 ml = insülin enjektöründe 20 Ü
Tüberkülin enjektöründe 0.4 ml = insülin enjektöründe 40 Ü
Tüberkülin enjektöründe 0.6 ml = insülin enjektöründe 60 Ü
Tüberkülin enjektöründe 0.8 ml = insülin enjektöründe 80 Ü

5. Aşı solüsyonunu vermeden önce, damar içine enjeksiyondan kaçınmak için enjektörün pistonu geriye çekilerek enjektör içine kan gelip gelmediğine bakılır. Eğer kan gelecek olursa yeni bir doz çekilir ve yeni bir enjeksiyon alanı belirlenir. Eğer kan gelmezse enjeksiyonu yapabilir.

6. Enjeksiyon yavaş olarak yapılmalıdır.

7. Tek aşı şişesi var ise, sağ ve sol kola dönüşümlü olarak enjeksiyon yapılması uygundur.

8. Enjeksiyon bittikten sonra 1 dakika basınç uygulanır. Bu sırada enjeksiyon alanı ovalanmamalıdır.

AŞI ENJEKSİYONU SONRASINDA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

1. Hasta olası alerjik yan etkiler nedeniyle 20-30 dakika gözlem altında kalmalıdır. Bir reaksiyon var ise aşı çizelgesine not edilmeli ve uygun tedavi yapılmalıdır.

2. Hasta enjeksiyon günü aşırı fiziksel aktiviteden kaçınmalıdır.

3. Hasta enjeksiyon günü hassas olduğu alerjenlerle yoğun temastan kaçınmalıdır.

4. Hasta geç dönemde oluşabilen yan etki açısından dikkatli olmalı ve yan etki oluşur ise doktoruna haber vermelidir.

5. Sıcak banyo, sauna, uzun süreli duştan sakınmalıdır.

AŞI ENJEKSİYONUNUN ERTELENMESİ GEREKEN DURUMLAR

1. Hastada ateş ve enfeksiyon belirtileri var ise

2. Hastanın astım ile ilgili şikayeti var ise

3. Astım ilaçlarını kullanmamış ise

AŞI DOZUNUN AZALTILMASI GEREKEN DURUMLAR

1. Hastanın son 24 saat içinde başta astım olmak üzere alerjik hastalığı ile ilgili şikayetleri artmış ise

2. Aşıya karşı bir reaksiyon oluşmuş ise

3. Aşı enjeksiyonu arasındaki zaman aralığı aşılmış ise

4. Yeni şişeye geçilirken. Saklanma koşullarına bağlı olarak kullanılmakta olan şişedeki aşının güçü azalabilir ve yeni şişe daha güçlü hale gelebilir. Bu nedenle yeni şişenin ilk dozu azaltılır.

alerji-trafik

Alerji Hastaları Trafikte Nasıl Hareket Etmeli?

Hava sıcaklığının artması, birçok insan için baharın gelişini ve doğa ile buluşmayı müjdeler. Ancak baharın gelişi ile birlikte havada polenlerin artışı, alerjik nezlesi olan insanlar için azap dolu günlerin başlamasına neden olur. Bahar aylarında, alerjik nezlesi olan kişileri, sinüzit, astım gibi hastalıkların gelişmesi riski yanında bir de trafik kazasına neden olma riski beklemektedir. Alerjik nezlesi olan hastalar trafik kazalarına yol açabilir. Alerjik nezlesi olan kişiler için araba kullanmak, gerekli önlemler alınmaz ise ölümcül olabilir. Alerji trafik güvenliğini birkaç yoldan tehdit eder.

Alerjik nezle burunda kaşıntı, arka arkaya defalarca hapşırma, bol miktarda su kıvamında burun akıntısı veya burun tıkanıklığı ile karakterli bir hastalıktır. Şiddetli bir hapşırma sırasında vücudun sarsılması ile birlikte gözlerin kapanması nedeniyle kişinin yol ile bağlantısı kesilir. Saatte 60 km hız ile gidiliyor ise, bir saniye içinde yaklaşık 16 metre araba kontrolsüz olarak yol alır. Bu özellikle yoğun bir trafikte tehlikeli olur. Hapşırma arka arkaya olursa tehlikenin boyutu artar. Hapşırma sırasında oluşan sarsılma arabanın kontrolünün bozulmasına katkıda bulunur.

Alerjik nezle ile ilgili şikayetlere genellikle göz şikayetleri de katılır ve gözlerde kaşıntı, kızarıklık, sulanma ve bazen de şişme olabilir. Bu göz şikayetleri hastanın görmesini bozarak sürüş güvenliğini bozar.

Alerjik nezle hastanın hayat kalitesini bozar. Günlük işini yapmasını engeller, diğer insanlarla ilişkilerini olumsuz etkiler. Hastanın günlük yaşantısını kısıtlanmasına neden olur. Gece oluşan şikayetler hastanın uyku düzeninin bozulmasına yol açar. Bu hastanın konsantrasyonunu bozar, performansını düşürür. Bu durum da araba kullanmayı etkiler.

Diğer bir olumsuz etki ise tedavide kullanılan antihistaminik adını verdiğimiz ilaçlar tarafından oluşturulur. Bu ilaçlar sersemliğe neden olabilir ve araba kullanmak gibi kişinin dikkat etmesi gerek işlerde problemlere yol açabilir. Son yıllarda geliştirilen antihistaminiklerin bu etkisi en aza indirilmiştir. Ancak ne yazık ki sersemliğe yol açan eski tip antihistaminikler reçetesiz olarak hala çok sık satın alınıp kullanılmaktadır. Bu ilaçların kullanımı ile trafik kazaları arasındaki ilişki birçok kere ortaya konulmuştur. Ölümle sonuçlanan trafik kazalarında sürücülerin, özel uçak kazalarında pilotların kanında eski tip antihistaminikler saptanmıştır. Eski tip antihistaminiklerin tek bir tabletinin bile alkolden daha fazla sürüş performansını bozduğu araştırmalarda ortaya konulmuştur. Bunların pilotlar tarafından kullanımına izin verilmemektedir. Soğuk algınlığında kullanılan ilaçların içinde de sersemliğe yol açan antihistaminik ilaçların olabileceği unutulmamalıdır.

Trafik kazalarında alerjik hastaları bekleyen bir diğer tehlike ilaçlara karşı alerjisi olanlar içindir. Trafik kazası sonucu bilinci kapalı olan hastaya müdahale eden hekim hastanın geçmişinde yaşadığı bir ilaç alerjisinden haberdar olamayacağından, hastanın alerjik olduğu bir ilacı kullanabilir. Bu tehlikeli sonuçlara neden olabilir. Bu nedenle ilaç alerjisi olan kişiler, alerjik oldukları ilaçların bir listesini kimliğinin yanında olacak şekilde cüzdanında taşımalıdır. Son yıllarda önemi anlaşılan lateks alerjisi de benzer risk oluşturmaktadır. Bu alerji içinde bilgi olmalıdır.

Ne yapmalı?
Bahar aylarında soluduğumuz havada bol miktarda bulunan polenler trafik güvenliğini bozan başlıca alerjenlerdir. Polenlerle teması en aza indirmek için, özellikle rüzgarlı havalarda dışarıya çıkılmaması, pikniğe gidilmemesi önerilir. Önceden antihistaminik bir ilaç kullanılabilir ancak bu ilaçlar belirtilerin oluşmasını önlemede yetersiz kalabilir. Bir antihistaminik kullanılacak ise bunun sersemliğe yol açmayan yeni nesil bir antihistaminik olmasına dikkat edilmelidir. Aşı tedavisi gibi daha etkili tedavi yöntemi uygun kişilerde kullanılmalıdır.

Şehir içinde dahi araba kullanırken, arabanın penceresi açılmamalıdır. Ancak bu yeterli değildir. Arabanın havalandırma sistemi dışarıdaki polen ile dolu havayı hastanın en hassas olduğu burnuna ve gözlerine doğru püskürtür. Bu nedenle kapatılmalıdır. En iyisi arabanın polen filtresi olmalıdır. Bu filtreler çok küçük partiküllerin arabanın içine girmesini engellemektedir.

Alerjik hastalarda parlak güneş ışığı belirtileri başlatabilir. Bu nedenle hastalar dışarıya çıkarken veya araba kullanırken koyu camlı gözlük kullanmalıdırlar.

Arı alerjisi olan kişiler, arı ile karşılaştığında telaşa kapılır. Arabanın içine arı girdiğinde telaş etmemeli, arabayı sağa çekip, pencereleri açarak arının dışarıya çıkması sağlanmalıdır.

bahar alerjisi

Alerjim Var Mı?

Aşağıdaki sorulardan bir ve birkaçına olumlu yanıt veriyorsanız, şikayetleriniz alerjik olabilir.

  1. Burnunuzda sık olarak kaşıntı oluyor mu?
  2. Sık hapşırma oluyor mu?
  3. Su kıvamında ve bol miktarda burun akıntısı oluyor mu?
  4. Burun tıkanıklığı oluyor mu?
  5. Gözlerde kaşıntı, sulanma, kızarıklık oluyor mu?
  6. Gıcık öksürük, hırıltı ve nefes darlığı oluyor mu?
  7. Egzamanız var mı?
  8. Bu şikayetlerinin tozlu ortamda oluyor mu?
  9. Bahar aylarında yukarıdaki belirtilerden en az biri oluyor mu?
  10. Ailenizde benzer şikayeti olan biri var mı?
  11. Ateşiniz olmadan soğuk algınlığı olarak nitelendirdiğiniz uzun süreli şikayetleriniz oluyor mu?

 

saman nezlesi

Alerji ve Kortizon Korkusu

Alerji, çevremizde bulunan alerjen adını verdiğimiz ve çoğumuz için zararsız olan maddelere karşı bazı insanların verdiği zararlı bir yanıttır. Bu yanıtta birçok iltihap hücresi yer alır. Bunun anlamı alerjik yanıtın, mikropların yer almadığı bir iltihap ile karakterli olmasıdır. Bu nedenle tedavide iltihabı baskılayıcı ilaçların önemi fazladır. Bu ilaçların başında da kortizon gelmektedir.

Kortizon birçok yan etkisi olan ancak doğru kullanıldığında hayat kurtaran çok etkili bir ilaçtır. Geçmişte yan etkileri dikkate alınmadan gereksiz yere yaygın olarak kullanılmıştır. Hatta, hastalar hekime danışmadan ilacı reçetesiz alıp uzun süre kullanmışlardır. Şimdilerde ise yan etkilerinin herkes tarafından bilinmesi ile kortizona karşı bir korku gelişmiştir. Bu ilaçlar alerjik nezle ve astımda kullanılan en etkili ilaçlardır. Bu ilaçların gereksiz olarak kullanımı ne kadar yanlış ise gerektiği zaman kullanılmaması da o kadar yanlıştır. Her ilaç gibi, doğru durumda ve doğru şekilde kullanılmalıdır.

Alerjik nezlede burun spreyi şeklinde, alerjik astımda ağızdan nefes yolu ile kullanılır. Özellikle bahar aylarında ortaya çıkan alerjik nezlede enjeksiyon tarzında kortizon kullanılmamalıdır. Astımda ise hap veya iğne şeklinde kullanımı çok azalmıştır. Önerdiğimiz şekilde kortizon kullanımının yan etkileri, uzun süreli kullanılsa dahi, kullanılmaması durumunda oluşacak zarara göre son derece azdır. Yine her ilaç gibi, kortizonun da hekim kontrolünde kullanılması gerekmektedir.
Hekim, yazdığı ilaç hakkında hastayı bilgilendirmediğinde, ilacı alıp evine gelen hasta ilacın kağıdını okuyup kortizon olduğunu öğrendiğinde kullanmamayı tercih etmektedir. Bu nedenle hekim yazılan ilaç hakkında bilgi vermeli, hastalar da bunu talep etmelidir.

soguk-alerjisi

Soğuk Alerjisi

Soğuk alerjisi, soğuk hava veya soğuk su ile temas sonucunda temas yerinde oluşan kaşıntı, kızarıklık, kabarıklık ve şişme şikayetleri ile karakterli bir hastalıktır. Soğuk bir rüzgara maruz kalan kişinin yüzünde bu belirtiler ortaya çıkabilir. Soğuk bir şişe tutulduğunda elde, dondurma gibi soğuk bir gıda temas ettiğinde dudakta ödem olabilir. Ancak en ciddi problem soğuk alerjisi olan bir kişi soğuk bir denize veya havuza girdiğinde ortaya çıkar. Kişinin tüm vücudu soğuk ile temas ettiğinden hastada cildinde yaygın kaşıntı kızarıklık, kabarıklık, tansiyon düşmesi ile kendini gösteren alerjik şok olabilir.  Bu durum tehlikeli olabilir.  Bu tip durum ile karşılaşan kişide soğuk alerjisi akla gelmeyebilir. Bu tanıda gecikmeye yol  açabilir. Soğuk alerjisinin tanısında cilt üzerinde buz testi yapılır.  Bazı kan testlerinin yapılması da gereklidir. Soğuk alerjisi olan kişilerin soğuktan kaçınması gereklidir. Özellikle soğuk denize ve havuza girilmemeli, sıcak denizlerde vücudu alıştırarak denize girilmelidir. Şikayetler olduğunda anti-histaminik ilaçlar kullanılmaktadır.

alerji doktoru

Güneş Alerjisi

Güneş alerjisi ile esas olarak güneş ışınlarına maruz kalınmasından sonra birkaç dakika içinde ortaya çıkan ve güneş ışınlarından uzaklaşıldığında 30-60 dakikada kaybolan kaşıntılı kurdeşen (ürtiker) şeklindeki cilt belirtileri kast edilir. Solar ürtiker olarak ta isimlendirilir. Bunun dışında alerjik rinit olan hastalar parlak ışığa hassas olduklarından güneşe çıktıklarında hapşırmaya başlar. Hasta bunu güneşe karşı alerjim var diye ifade eder. Ayrıca güneş ışınları ile tetiklenen cilt hastalıkları da vardır.

Güneş ışınlarına maruz kalınmamalıdır. Özellikle güneş ışınlarının yeryüzüne dik geldiği saat 10.00- 16.00 arasında dışarıda kalınmamalıdır. Yaz aylarında aniden yoğun güneş ışığına maruz kalmak yerine, bahar aylarından başlayarak artan miktarda güneşe maruz kalmak, derinin güneş ışığına adapte olmasını sağlayabilir. Koruyucu kıyafetler ve geniş şapka kullanımı faydalıdır. Güneşten koruyucu kremlerin kullanılması yardımcı olur. Güneş gören bölgelere, dışarıya çıkmadan 20-30 dakika öncesinden, güneşten koruyucu kremler sürülmeli, dışarı kalındığı müddetçe 2 – 3 saatte bir tekrar uygulanmalıdır. Derinin nemlendiriciler ile nemlendirilmesi kaşıntı hissini azaltır.

lateks alerjisi

İmmün Eksiklikte Tanı Nasıl Konulur?

Tanı açısından esas problem immün eksikliğin akla gelmemesidir. Bu tanıda geçikmeye yol açmaktadır. İmmün sistem kan testleri ile kolaylıkla incelenebilmektedir. Bunun için immünoloji bölümüne başvurmak uygun olur.

alerjik astım

İmmün Eksiklikte Belirtiler Nelerdir?

En sık olarak tekrarlayan, tedaviye yanıt vermeyen ve komplikasyon oluşan enfeksiyonlardır. Özellikle sinüzit, pnömoni (zatürre) gibi solunum yolu enfeksiyonları görülür. Özellikle immün sistemi normal olan bir kişide belirti oluşturmayan enfeksiyon etkenleri ile oluşan enfeksiyon varlığında immün eksiklik düşünülmelidir. Bunun dışında değişik immün eksiklik hastalıklarında enfeksiyonlara eşlik eden değişik belirtiler vardır. Ciltte egzama, kandida enfeksiyonu, döküntü, damar genişmeleri, kronik ishal, çocuklarda büyüme geriliği, tekrarlayan apseler, otoimmün hastalıklar sayılabilir.

izmir alerji kliniği

İmmün Eksikliğin Nedenleri Nedir?

Bağışıklık sisteminin lenfosit adı verilen hücreleri ve antikor, kompleman proteinleri adı verilen maddeleri enfeksiyonlardan korunmada esas rolü oynarlar. Bunlarda birinde veya her ikisindeki bozukluklar immün eksikliğe yol açabilir. Bunlar sırasıyla hücresel ve humoral immün eksiklik hastalıklarına yol açarlar.